Türkiye'nin 'elektronik harp' gücü: Avrupa kapımızı çalabilir
Orduların en kritik kabiliyetlerinden olan elektronik harp meselesinde Türkiye dünyanın sayılı ülkeleri arasında. Karada, havada ve denizde halihazırda kullanılan çok farklı milli sistemler var. Uzmanlar, askeri açıdan kendi ayakları üstünde durmayı hedefleyen Avrupa’nın elektronik harp teknolojisi için Ankara’nın kapısını çalabileceği görüşünde.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından inşa edilen, 1991’de Sovyetler’in yıkılmasıyla kendi içinde ciddi dönüşüm geçiren küresel düzen bir kez daha yol ayrımında. TRT Haber'den Sertaç Aksan'ın haberine göre, savaşın ardından özellikle askeri meselelerde neredeyse tamamen ABD’nin güdümüne giren Avrupa, bugün gelinen noktada kendi kendine yetebilmeyi hedefliyor.
Elbette bu kolay ve hemen ulaşılabilir bir yol değil. Ayrıca teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte harp sahası da bir hayli değişti. Bu noktada yeni dönemin başrol oyuncularından biri de elektronik harp...
Peki, nedir bu elektronik harp? Hangi unsurları içerir? Türkiye’nin elektronik harp imkan ve kabiliyetleri ne durumda? Hem bu soruların yanıtı hem de gelecek döneme ilişkin muhtemel beklentileri Savunma Sanayii Uzmanı Ahmet Alemdar ile konuştuk.
Elektronik harp nedir?
Bu soruya sayfalar dolusu cevap yazmak mümkün olsa da biz en genel haliyle anlatıp öyle devam edelim. Bilindiği üzere, temelde haberleşme için kullanılan telsizler belirli radyo dalgalarıyla işletiliyor. Elektronik harp uygulamaları ise bahse konu radyo dalgalarını tespiti, takibi, dinlenmesi ve hatta manipüle edilmesi gibi maksatlarla yapılıyor.
“Elektronik harp, askeri uygulamalarda dost unsurların korunması, düşman unsurlarınsa dezavantajlı konuma getirilmesi adına da kritik bir kabiliyet.” diyor Alemdar. Temel amaç, düşmanın elektronik sistemlerini etkisiz hale getirmek. Dost ve müttefik unsurların ise elektronik kabiliyetlerini korumak.
Elektronik harp ile neler yapılabilir?
Elektronik harp uygulamalarıyla radar, telsiz, GPS ve diğer elektronik unsurlar hedef alınabiliyor. Uygulamalara baktığımızda üç ana ayrım olduğundan bahsediyor Alemdar. Elektronik destek, elektronik taarruz ve öz savunma...
Elektronik destekle tespit, takip, dinleme gibi pasif eylemlerin icra edildiğine değinip, devam ediyor: “Elektronik taarruzda ise tespiti yapılmış sistemleri işlevini yapamayacak hale getirmek için karıştırma/bozma faaliyetleri yapılır. Öz savunma, sistemin kendisine yönelik elektronik harp faaliyetlerinden korunmasını amaçlar.
Günümüzde elektronik harp sistemlerine ve uygulamalarına yönelimde önemli bir artış var. Teknoloji gelişti ve platformlar artık daha sofistike elektronik donatılara sahip. Bu durum elektronik müdahalelere de zemin hazırlıyor. Çünkü elektronik harp, düşmanla fiziki temasa girmeden sonuç alınabilen bir imkan sağlıyor.”
Türkiye'nin elektronik harp kabiliyeti ne durumda?
Ahmet Alemdar, burada parantezi biraz geriden açıyor. “1980’li yıllarda o dönem Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı bu işlerle ilgileniyordu. Envanterinde ABD menşei sistemler eskimişti. Yeni sistemler parasıyla satın alınmak istendi. Ancak ABD bunları satmadı.” hatırlatmasında bulunuyor.
Bunun üzerine Aselsan’a eski sitemlerin modernizasyonu görevi veriliyor. Türkiye’nin elektronik harp sistemlerinde ilk ve öncel kabiliyetleri kazanması da böyle başlıyor. O günden sonra Türkiye hem çeşitli hem de kritik elektronik harp sistem ve uygulamaları geliştirme yönünde adımlar atıyor.
Gelinen noktada Türkiye’nin NATO içerisinde kara, hava ve deniz tabanlı elektronik harp sistemleri geliştiren ve kullanın az sayıda ülkeden biri olduğunun altını çiziyor Alemdar. Bilhassa kara tabanlı elektronik harp çözümlerinin niteliğine ve niceliğine baktığımızda sadece NATO değil dünya ülkeleri arasında en geniş yelpazeye sahip ülkelerden birisi olduğumuzu vurguluyor.
Türkiye’nin milli elektronik harp sistemleri
Bu noktada daha somut örnekler üzerinden ilerliyor Alemdar. KORAL, REDET/VURAL gibi sistemlerden bahsediyor. Elbette hepsini detaylıca anlatmak mümkün değil ancak envanter bir hayli geniş. ILGAR, PUHU, SÖKME yine Türkiye’nin elektronik harp sistemleri arasında sayılabilir.
MİLKAR, ILGAR, KORAL gibi çok gelişmiş donanımlara da değiniyor Alemdar. Açık mimarisi ile sürekli olarak tehdit kütüphaneleri güncellenen ve diğer sistemlerle müşterek çalışabilen elektronik harp sistemlerinin sahada önemli güç çarpanı olduğunu vurguluyor.
Ankara’nın elektronik harp alanında hava ve deniz platformlarına yönelik çalışmaları olduğunu da öğreniyoruz. “Mesela Hava Kuvvetlerinin envanterine girecek HAVASOJ/HİK uçaklarında ASELSAN’ın ARES 2-A elektronik destek tedbir sistemi kullanılacak.” diyor Alemdar.
İHA sistemleri için de ürünler geliştirildiğinden bahsediyor. “MAM-L mühimmatı formundaki elektronik harp podundan sonra ANTIDOT 2 ailesi elektronik harp podlarını Aselsan geliştirdi. Aselsan bu kabiliyetlerini İHA-SOJ yani inansız hava aracıyla havada erken ihbar uçağı projesiyle taçlandıracak.” bilgisini paylaşıyor.
Deniz Kuvvetleri tarafındaysa bütünleşik ARES 2-NC elektronik harp sistemi kullanıldığını paylaşıyor Alemdar. Çok gelişmiş elektronik harp kabiliyetleri bulunan TCG UFUK gemisinin envanterde olduğunu hatırlatıyor. Halihazırda TSK envanterinde elektronik harp kabiliyetli MARLİN Silahlı İnsansız Deniz Aracı’nın da görev yaptığına dikkat çekiyor.
“Avrupa’nın elektronik harp bileti Türkiye’de olabilir”
Tüm bunların ardından geliyoruz siyasi, askeri etkisinin yanı sıra ekonomik olarak da belki de milyarlarca dolar değerindeki soruya… Avrupa, yeni bir güvenlik mimarisi kurarken Türkiye’nin ürettiği elektronik harp sistemlerinden faydalanabilir mi?
Bu soruya cevap vermeden önce Avrupa’daki durumla ilgili kritik bir gözlemini paylaşıyor Ahmet Alemdar. “Havadan elektronik harp uygulamalarına çok güveniyorlar. Ancak Avrupa ülkelerinde hava kuvvetlerinin yeterliliği de tartışılıyor.” diyor.
Avrupa’nın son dönemde kara tabanlı ve güncel harp ortamına yönelik yeni konseptlere yöneldiğini vurgulayıp, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Örneğin FPV drone tehdidi karşısında elektronik harp uygulamalarını nasıl piyade düzeyinde ya da hava savunma sistemleriyle işleteceklerine dair sorunlar yaşıyorlar. Türkiye’nin gerek teknolojik kabiliyetleri gerek operasyonel kazanımları Avrupa ülkeleri için son derece cazip görünüyor.
Bu bağlamda Türkiye’nin KORAL gibi büyük; KANGAL, MERTER gibi piyade tipi çeşitli elektronik harp çözümleri yıllardır çeşitli coğrafyalarda görev yapıyor. Ayrıca bunlar zırhlı birlikler, hava savunma unsurları, İHA filolarıyla birlikte çalışabiliyor.
Avrupa ülkelerinin son dönemde Türk savunma sanayiine bakışının günden güne hızla değiştiğini görüyoruz. Uçaklarımıza, İHA’larımıza, kara araçlarımıza olduğu gibi elektronik harp çözümlerimize ilgileri de artarak devam edecek.
Bu noktada gerek kullanım konseptleri gerekse ürün bazında Avrupa’ya özelleştirilmiş çözümler sunabiliriz. Türkiye’nin elektronik harp konusunda eli güçlü ve önü bir hayli açık. Yakın gelecekte bu alanda ihracat haberleri de duyabiliriz.”
Benzer Haberler
Osmaniye'de dehlet! Tartıştığı annesini önce dövdü sonra öldürdü
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten 8 yıla kadar hapis
Beyaz poşetli katil dehşeti! Cinayetin arkasından yasak aşk çıktı
Batı Akdeniz'in ihracatı 1 milyar dolar barajını erken aştı
Denizli'de hüzün ve mutluluk aynı karede!
SON DAKİKA SON DEPREMLER: İstanbul'da deprem mi oldu? İşte büyüklüğü...
ABD'de enflasyon nisanda arttı
Yalova'da kanalizasyon suyu denize aktı, YASKİ'ye 4 milyon lira ceza yazıldı