İsrail Suriye’yi karıştırıyor! Güneyde başka kuzeyde başka oyun
Suriye’nin kuzeyinden “özerklik” açıklamaları gelirken, güneyde de Dürzi gruplarla Suriye yönetimi arasında çatışmalar yaşandı. Peki İsrail, bu olayların neresinde? Uzmanlar, Milliyet’e değerlendirdi
Aydın Hasan / Asena Yatağan - Suriye’nin Kamışlı kentinde 26 Nisan’da düzenlenen “Kürtlerin geleceği” gündemiyle toplanan konferansta Suriye’nin kuzeydoğusunda özerklik talebi seslendirilmişti. Şam’ın Ceramane Mahallesi’ndeki Dürzi gruplar da 30 Nisan’da Suriye yönetimine bağlı güvenlik güçlerini pusuya düşürdü. Bu saldırıya Sahnaya bölgesindeki Dürzi grupların da katılmasıyla çatışmalar genişledi. İsrail de çatışmalara müdahil olarak Suriye güçlerine hava saldırısı düzenledi. Dürzilerin İsrail’de bir, Lübnan’da iki, Suriye’de üç dini lideri bulunuyor. Bunlardan Muvaffak Tarif, “İsrail’in adamı” olarak biliniyor. Tarif, çatışmalar üzerine İsrail’e ve uluslararası topluma harekete geçme çağrısında bulunarak, “İsrail, Suriye’de şu anda olup bitenler karşısında boş durmamalı” ifadelerini kullandı.
Gelişmeler, bölgede Türkiye lehine değişen güç dengelerinden rahatsız olan İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Elimiz Dürzi müttefiklerimize ve bölgedeki Kürt dostlarımıza uzanıyor” açıklamasını akla getirdi. Uzmanlar, bu gelişmeleri ve İsrail’in tutumunu Milliyet’e değerlendirdi.

‘Çıban başlarından biri’
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: ABD, PYD-YPG ile birlikte Suriye’nin kuzeydoğusunu hala elinde tutuyor. Burada 2000 civarındaki asker mevcudunu 400’e kadar indirdi. Ama bunun indirilmiş olması Amerika’nın oradan çıktığı anlamına gelmiyor. YPG-PYD “Biz federal bir yapı içinde özerklik istiyoruz” diye ortaya çıktı. Diğer taraftan Esad’dan kalmış olan da Nusayri unsurları var. Onlar da tam manasıyla kontrol altına alınabilmiş durumda değil. İsrail ordusu Suriye’ye girdi. Diğer tarafta Hizbullah. Onlar da tamamen gitmiş değiller. Bir de Düziler var. İran’ın da orada varlığı var. İran üzerinden de Amerika ve İsrail’in emelleri var. Bunu yapabilmek için Suriye ve Irak’tan geçerek gitmek mecburiyetleri var. Burada da yüzde yüz bir garanti yok. Bütün bunlar alt alta yazıldığında Dürzi meselesi de toprak bütünlüğü ve güvenlik sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atılırken ortaya çıkmış olan çıban başlarından biridir. Dürziler topyekûn bir güç değiller orada. Ama bulundukları bölge itibariyle ve İsrail’i de bir noktada yanlarına alarak bu işi götürebileceklerini ifade ettikleri de dikkate alınırsa, bu da tabiatıyla bir sıkıntı. Dürzi liderlerinden Muvaffak Tarif’in söylediklerinin hiçbirinin yapılabilirliği yok. Ama kesin olan toprak ve egemenlik konusu Suriye’de çözümlenmediği takdirde bu köprünün altından daha çok sular akacak.

Uzun vadeli hedefler
Emekli Tümgeneral Doç. Dr. Güray Alpar: İsrail’in bölgede orta ve uzun vadeli hedefleri var. Bölgede kendisine rakip bir gücün oluşmasını istemiyor. SDG-PKK vasıtasıyla bu bölgeye gireceğini söylemişti. Bu bölgede çok etkili olamadı ama son Suriye Hükümeti ile kuzeydeki azınlıklar, SDG-PKK bölgesindekiler, “Biz aynı devlet içerisinde olmak istiyoruz” açıklaması yapınca rahatsız oldu. Buna karşılık bazı söylemler gelişmeye başladı. Suriye’nin huzur içinde olmasını, bir arada olmasını, demokratik bir ülke olmasını ve kalkınmasını istemiyor. Azınlıkların, bu oyuna gelmemesi gerekir. Türkiye herhangi bir şey yapmadan önce barışa yönelik bütün çabaları zorluyor. İsrail bu bölgeye müdahale ettiği zaman oradaki Dürzi lider güvenlik içinde mi olacak? Hayır. Dürzilerin güvenlik içerisinde olması halkın tamamını kapsayan demokratik bir yönetimin oluşturması ile mümkün.

İsrail’in stratejisi
Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi Araştırma Direktörü Ömer Özkızılcık: İsrail’in güvenlik doktrinlerinden biri olan azınlıklar ittifakı stratejisi, bölgede Sünni Arap çoğunluğunu dengelemek için gayrimüslimler ve etnik azınlıklarla ittifak kurmayı amaçlıyor. Bu strateji, Suriye’nin güçlü bir merkezî hükümet yerine etnik ve mezhepsel bölgelere ayrılmasını teşvik etmekte. Böylece İsrail, kendisine düşman bir Suriye devletinin yeniden toparlanmasını önleyerek kendi güvenlik çıkarlarını koruyabileceğini düşünüyor. Özellikle güneydeki Dürzi toplumu üzerinden yürütülen bu politika, Suriye’nin birliğini yeniden sağlamaya çalışan yeni hükümeti engellemeyi amaçlamakta. İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye’nin güneyinin askerden arındırılması gerektiğini savunurken, Dürzileri koruma bahanesiyle belirli gruplarla da temas kurmakta. Ancak İsrail’in bu politikası bölgedeki demografik ve siyasî gerçekleri göz ardı etmektedir.
‘Ters tepmeye aday’
Netanyahu’nun koruma vaadiyle Dürzi toplumunu İsrail yanlısı bir pozisyona çekme çabası gerek askerî gerekse dinî aktörler tarafından açıkça reddedilmiş, aksine bu tür açıklamalar Şam ile ilişkilerin pekiştirilmesine vesile olmuştur. İsrail’in, Suriye’nin güneyindeki Dürziler aracılığıyla Şam yönetimini zayıflatma çabası ters tepmeye aday bir yanlış hesaplamadır.
Katz’dan saldırı tehdidi
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Dürzi grupların Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine karşı saldırılarıyla başlayan çatışmalara işaret ederek Şam yönetimine saldırı tehdidinde bulundu. Katz, “Dürzilere yönelik saldırılar devam ederse sert karşılık vereceğiz” dedi.
Türkiye: Hava saldırıları sona erdirilmeli
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, önceki akşam yaptığı açıklamada, “İsrail’in Suriye’deki birlik ve bütünlük çabalarına zarar vermekte olan hava saldırılarını sona erdirmesi gerekmektedir. Türkiye, Suriye toplumunu oluşturan tüm unsurlar arasında uzlaşı ve barış çabalarına destek vermeye devam edecektir” dedi.
Suriye: Zayıflatma girişimi
Suriye Dışişleri Bakanlığı’nun açıklamasında da “Yasa dışı silahlı grupların uluslararası koruma taleplerinin tamamı hukuka aykırıdır ve bunları tamamen reddediyoruz. Bu yasa dışı grupların davranışları ve talepleri, Suriye’yi istikrarsızlaştırma, birliğini tehdit etme ve ülkenin her yerinde güvenliği sağlama yönündeki ulusal çabaları zayıflatma girişimidir” denildi.
‘Başka yol’ uyarısı
Türkiye, Kamışlı’daki “Kürt Birlik ve Tutumu” adı verilen konferans ile birlikte Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik özerklik taleplerinin yeniden seslendirilmesi üzerine terör örgütü PKK’nın sistem dışına çıkarılmaması durumunda askeri harekat seçeneğinin devreye gireceğine ilişkin uyarısını yineledi. Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarının ardından Dışişleri Bakanlığı kaynakları da konuya ilişkin değerlendirmede bulundu.
Mutabakata uygun değil
Şam’daki yönetim ile SDG arasında imzalanan mutabakat kapsamındaki temas trafiğinin devam ettiğini belirten kaynaklar, PYD ile KDP çizgisindeki partiler tarafından oluşturulan Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin de katılımıyla Kamışlı’da 26 Nisan’da düzenlenen “Kürt Birlik ve Tutumu” konferansına işaret ederek Suriye yönetiminin, bu konferansta verilen mesajların mutabakata uygun olmadığı yönünde açıklama yaptığını hatırlattı.
Toprak bütünlüğü vurgusu
Kaynaklar, özetle şu görüşleri dile getirdi:
“Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunması, Türkiye’nin olduğu gibi Suriye yönetiminin de temel önceliğini teşkil etmektedir. Türkiye’nin temennisi, terör örgütüyle iltisaklı oluşumların siyasi ve askeri düzlemde etkin olmalarının önünün kesilmesi suretiyle Suriye yönetimi ile SDG arasında varılan mutabakatın uygulanmasıdır. Aynı zamanda, PKK’nın örgüt olarak yapılan çağrıya bir an evvel olumlu cevap vermesi, silahlarını bırakması ve bölgede normale dönüşün önünde engel oluşturmaktan çıkması beklentisi mevcuttur. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü hedef alan, egemenliğini zedeleyecek olan, Suriye’de merkezi otorite dışında silah taşıma imkanı verecek ve terör örgütlerinin devamını sağlayacak hiçbir girişimi kabul etmemektedir. Suriye’de PKK ve uzantıları kendilerini lağvetmezse, terör örgütünün sistem dışına çıkarılmasının başka yollarla sağlanması için gerekli irade ve imkan bulunmaktadır.”
Kaynaklar, Türkiye’nin Suriye’nin ihtiyaç duyduğu birçok alanda karşılıklı anlaşmalar çerçevesinde Suriye’ye destek verebileceğini kaydetti. / AYDIN HASAN - Ankara
Benzer Haberler
UNICEF: Gazze'de çocuklar için açlık, hastalık ve ölüm riski her geçen gün artıyor
Son dakika! Arjantin'de 7.4 büyüklüğünde deprem
ABD Başkanı Trump'dan Harvard çıkışı: 'Vergi muafiyetini kaldıracağız. Hak ettikleri bu!'
Son dakika! Suriye Cumhurbaşkanlığından İsrail saldırısıyla ilgili açıklama: 'Tehlikeli bir tırmanış'
Yunanistan, Rusya adına casusluk yaptığı şüphesiyle bir kişiyi gözaltına aldı
Ağzından kaçırdı! Bill Gates'in kızı yanlışlıkla babasının gizli teşhisini açıkladı
Malta'daki Gazze için Özgürlük Filosu gemisine saldırıdan İsrail sorumlu tutuldu!
Papalık seçiminde kardinaller yol ayrımında: 'Ölüm öpücüğü' korkusu