Edremit Güncel Bilgi ve Haber Sitesi

HANDE ATILGAN/ANKARA- İsrail ve Filistin üzerine çalışmalarıyla tanınan Ortadoğu uzmanı Haydar Oruç şunları söyledi:

“Batı Şeria’da adı konulmamış işgal ve ilhak planı devam ediyordu. Bugün gerginlik her zamankinden daha fazla. Trump’ın da gelmesiyle, Batı Şeria’nın İsrail toprağı olarak açıklanacağına yönelik beklenti güçlendi... Trump’ın, ilk döneminde tamamlayamadığı Batı Şeria’nın ilhakı konusunda adım atmasını bekliyorum. Tabii bu konuda (Filistin Devlet Başkanı Mahmud) Abbas’ın tutumu da çok önemli. Çünkü Abbas buna karşı koyacak herhangi bir şey yapmıyor. Aksine Netanyahu hükümetiyle iş birliği denecek kadar bir pozisyon içerisinde. Buradaki direniş unsurlarına karşı operasyonlar gerçekleştiriyor.

(İsrail’in Suriye’nin güneyindeki işgali) İşgal konusunda kendisini engelleyecek herhangi bir mekanizma ya da uluslararası güç olmadığından, bu konuda da ısrar ettiği anlaşılıyor. Fakat bu, yeni Suriye yönetimi açısından kabul edilebilir değil. Türkiye’nin tavrı da çok net. Önümüzdeki günlerde İsrail’in Suriye’de Türkiye’yle karşı karşıya gelme durumu olabilir. Doğrudan olmasa da Türkiye’nin yetiştirdiği Suriye Milli Ordusu unsurlarının karşı karşıya gelme ihtimali var... Bu konuda belirleyici olacak şey, Trump’ın yapması beklenen Suriye’ye yönelik açıklamaları… Gergin bir bekleyiş.”

‘İsrail tüm yönetimi istiyor’

ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol da, İsrail’in Batı Şeria’daki artan varlığının, Hamas/Gazze sonrası burayı yoğunluklu operasyon alanı olarak hedeflendiği şeklinde değerlendirilebileceğini söylüyor. Erol, şöyle devam etti: “ABD’nin desteğini alan Netanyahu, operasyon alanını buraya kaydırıyor. Kuvvetle muhtemel, Arap dünyasının içinde bulunduğu durumu ve dünyada Trump’ın yol açtığı kaotik süreci de lehine çevirmek istiyor. Dikkatleri Batı Şeria’ya çekerek, Gazze konusunu bitirmeyi de hedefliyor olabilir. İsrail, Suriye’nin güneyinin askersizleştirilmesi konusundaki hamleleriyle yoklama çekiyor. İsrail açısından net olan tablo şu; Suriye’nin güneyinde Dürzilere alan açıyor. Hedef, kendisine güvenli tampon alan oluşturma gibi görünse de, orta vadede Fırat’ın doğusundan itibaren bir Akdeniz Koridoru inşası. Suriye yönetimi ‘Hayır’ diyebilecek durumda değil. Ankara de bekle, gör ve izle siyaseti izliyor.”