ABD’de Türkiye’yi ‘taşıma’ teklifi!
ABD Temsilciler Meclisi skandal bir girişime imza atarak Türkiye’yi “Avrupa ülkesi” yerine “Orta Doğu ülkesi” olarak sınıflandırmak için yasa teklifi sundu. Uzmanlar, teklif yasalaşşa bile Türkiye’ye etkisi olmayacağı görüşünde
ABD Temsilciler Meclisi üyelerinden oluşan iki partili koalisyon, skandal bir girişime imza atarak Türkiye’yi ABD Dışişleri Bakanlığı sınıflandırmasında “Avrupa ülkesi” yerine “Orta Doğu ülkesi” olarak sınıflandırmak için yasa teklifi sundu. Temsilciler Meclisi üyeleri Yunan kökenli Cumhuriyetçi Gus Bilirakis ve İsrail yanlısı bir Yahudi olan Demokrat Brad Schneider’in sunduğu “Türkiye ile Diplomatik İlişkileri Yeniden Düzenleme Yasası” ile Türkiye’nin ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Avrupa ve Avrasya Bürosu’ndan (EUR) Yakın Doğu Bürosu’na (NEA) taşınması öngörülüyor. Böylece Türkiye’nin diplomatik statüsünün İran, Suriye ve Libya ile aynı bölgede tanımlanması amaçlanıyor.
Türkiye’yi suçladılar
Yasa tasarısına gerekçe olarak, “Türkiye’nin Ortadoğu’ya yöneldiği ve artık Avrupa ile ilişkilerine öncelik vermediği” belirtildi. Schneider yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi Hamas militanlarına ev sahipliği yapmak,” Putin’in savşa makinesini desteklemek” ve “NATO birliğini engellemek” ile suçladı. Bilirakis de Türkiye’nin bölgenin istikrarsızlığına katkıda bulunarak Amerikan çıkarlarına aykırı hareket ettiğini öne sürdü.

‘İsimler üzerinden mesaj veriliyor’
ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, yasa tasarısını veren isimlere ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: “İki sembolik isim ve adeta bunlar üzerinden verilmeye çalışılan birer mesaj görüyoruz. Bilirakis’in kökenleri itibarıyla Yunan-Rum lobisine yakın bir isim olduğu ve Türkiye’yi Avrupa siyasetinin dışında tutmaya çalışan Yunanistan ve GKRY’nin çıkarlarına uygun düşen tasarının bu boyutuyla bir tesadüf olamayacağı anlaşılmakta. İsrail’deki bir ‘kibbutz’da çalıştığı görülen Schneider’in de Yahudi lobisine yakın olduğu anlaşılıyor. İsrail’in güvenliğini merkeze alan yeni Orta Doğu ve dolayısıyla burada Türkiye’ye biçilmek istenilen rol bağlamında güçlendirici bir diğer sembolik isim.”
Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırma çabası
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ile Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, yasa teklifi ile Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni durumunu Milliyet’e değerlendirdi.

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: Bu teklif esas itibariyle Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerine bir sekte vurmak için yapılmıştır. Bunu Türkiye’yi Orta Doğu’ya yönlendirme politikası olarak görmek lazım. Ama bunun yanında ikinci bir faktör var. mevcut koşullarda Orta Doğu ve burada Türkiye’nin giderek artan itibarı ve yeri... Dolayısıyla ABD eğer Türkiye’yi burada kendine yakın bir müttefik haline getirerek tutabilirse, İsrail’le ilişkiler itibariyle hem de ABD’nin Orta Doğu politikası ve uzantısı yönünden bakıldığında herhalde tercih edilebilecek bir noktada olduğunu gösteren bir adımdır. Bu iki söylediğim birbiriyle örtüşmüyor. Onu bilerek söylüyorum. Bu teklifi yapanların mensubiyetini de göz önünde bulundurarak yaklaştığımızda sanki Türkiye’yi Batı’dan ve özellikle Avrupa’dan uzaklaştırma politikası. Veya öyle olduğunu söyleyerek bir baskı yaratma politikası gibi. Ama onlar bu düşüncede oldu diye Türkiye’nin tutumunda ve politikasında bir değişim yaratarak başka bir yöne gitmesi de mümkün değildir. Türkiye’nin itibarı çok yükseldi. Avrupa’nın güvenliği Türkiye’siz olmaz.

‘Sembolik mesaj’
ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol: Trump ile birlikte ABD’nin Rusya ve Avrupa politikalarında bir değişim sürecini görüyoruz. Türkiye’nin Avrupa ve Avrasya Bürosu’ndan Yakın Doğu Bürosu’na taşınması bu bağlamda Ankara’ya yönelik güçlü bir sembolik mesaj, belki de bir uyarı içeriyor olabilir. Zira, Türkiye-Avrupa arasında yaşanan son gelişmeler, yasa tasarısına gerekçe olarak gösterilen Türkiye’nin Orta Doğu’ya yöneldiği ve artık Avrupa ile ilişkilerine öncelik vermediği hususu boşa düşürüyor. Türkiye’ye “Avrupa’dan uzak dur, Avrasya politikalarına bundan sonra çok müdahil olma, senin manevra alanın buralarla sınırlı” mesajı veriliyor olabilir.
‘Fark olmaz’
Diyelim ki Türkiye Orta Doğu grubu içine alındı. Bunun pratikte bir farkı olacak mı? Türkiye boyutuyla elbette hayır. Çünkü Türkiye’nin mevcut angajmanları ve izlediği politika Orta Doğu’nun çok daha ötesindeki bölgeleri de içeriyor ve Ankara’nın bundan vazgeçmesi mümkün değil. Daha da ötesi tüm dünyada taşlar yerinden fazlasıyla oynamış durumda ve Türkiye ‘paylaşılamayan bir aktör’ konumunda. Belirsizliklerin fazlasıyla ön planda olduğu bir dönemde Türkiye’nin dengeye dayalı çok boyutlu aktif politikasından vazgeçmesi mümkün değil. - AYDIN HASAN / Ankara
Benzer Haberler
Filipinler, eski başkan Duterte'yi yakalamak için 7 bin polis görevlendirecek
Elon Musk Polonya'yı karıştırdı! Donald Tusk'tan Sikorski'ye 'ahlaki çöküş' çıkışı
Almanya'da havalimanlarında grev: 510 bin yolcu etkilenecek
Suriye ordusu terör örgütünün saldırısını geri püskürttü
Auschwitz toplama kampının önünde Nazi selamı veren İsrailli öğrenci gözaltına alındı
Hindistan-ABD seferini yapan yolcu uçağa bomba ihbarı!
Son dakika! Twitter (X) çöktü: Binlerce X kullanıcısı mesaj veya gönderi paylaşamıyor
Türk vatandaşlarına Svalbard'da yaşama yolu açıldı!